8 Haziran 2010 Salı

yağamıyorum...

bu şehir yalnızlık giydirmeye çalışıyor kabul etmiyor bünyem şu sıralar fazla geldi sanırım kusuyor!yazılıcak çok sey varken ben birsey dahi yazamıyorum diğer blogumada yazamıyorum sacmalamak bile istemiyor canım okadar çok sacmalık içindeyim ki zaten!yatağın içinden ya hiç çıkmak istemiyorum yalnızlığa boğulmak istiyorum yada dısarda alabildiğine koşmak kalabalığın içinde kaybolmak...
hersey çok mu basit yoksa biz mi basit hale geldik?türkiye ye dönsem ne olacak diye düşünüyorum hiçbirsey daha cok bunalıcam biliyorum zaten er yada gec dönmeyecek miyim acelem ne ?neden bu kacıslar neden hicbir yer sarmıyor bozuk bir plak gibi neden biryerleri tekrarlayamıyorum.
içimden birsey gecmiyor çarpıp çarpıp yerlere düşüyor ve tuzla buz olup kırıkları canımı yakıyor...
birilerinin yakasına mı yapışmalı,varlığını alabildiğine kullanmalı mı işin bitincede ardına bakmadan gitmeli mi?
ne çok şık cıktı önüme ama herbirinin sonu çıkmaz ben geniş zamanlarda dar yollar sadece kendimin yürüyebildiği bir yol istiyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

yorumla beni bir fiilen edepsizleşmeden :)