13 Mart 2010 Cumartesi

kapsama alanı içinde gibiyim

herşey yolunda korkuyorum sıkılmaktan dizlerimin üzerine düşmekten ve kanamaktan...
hergün yeni bir yiyecek ve içecek deniyorum şimdi kivili yoğurt yemeye bir yandan yazmaya çalısıyorum.hersey okadar farklı ve güzel ki insanlar rahat kimse kasıntı değil herkes hersey harıl harıl çalışıyor.bir de dün kendime bisiklet kartı aldım.her yerde bisiklet istasyonları var kartı okutuyorsun sana bisikleti veriyor.bir saate kadar ücretsiz sonrası bir yuan olarak ödeme yapıyorsun.burası okadar güzel ve düzenli bir okadar da temiz bir şehir...birde erkekleri yere tükürmese süper olacak çok rahatlar diyorum ya ve kadınları inanılmaz acık sacıklar bizim türk erkekleri gibi öküsün trene baktıgı gibi bakmıyorlar.
yemekleri beni zorluyor herseyi yıyorlar genelde uygur restorantlarını tercih ediyorum.yazılacak burda okadar çok şey var ki bitmez yaşamak lazım burayı!!!
bugün bisiklete binerken karsı yönden pat diye bir çinli adam çıktı ve ben frene basmama ragmen duramadım ve çarptım.bağırdı dicem ama burdaki insanlar okadar yüksek sesli konusuyor ki sanırsın kavga ediyorlar o da bagırarak konustu ben ne dediğini anlamadan bastım gittim.
marketlerden nefret ederim ama buraya geldiğimde çıkamıyorum içinde öyle garip şeyler var ki bakakalıyorum.dün yine yolda yürürken kadınin elinde poşet ve içinde kocaman bir kurbağa!artık gerisini siz anlayın...
en çok da o kamplumbağalara çok üzüldüm :( içim gitti...
burda hükümet kedi köpek yemeyi yasaklamış ağır cezalar getirilmiş umarım yemekten vazgeçerler ama sokakta birtane bile kedi köpek göremedim sanırım hala yemeye devam ediyorlar.
bazı çinlilerin cins köpekler edinip gezdirdiklerini gördüm.
çogu sey cok ucuz burda yaşamak yemek eğlenmek ve bira...
kendime sürekli not defterleri alıyorum okadar güzellerki dayanamıyorum onu bırak kullanmaya kıyamıyorum.
burda zaman gazı köklemiş bir halde gidiyor.en zorlandığım zamanlar onu beklemek, nete geliyor ve o genelde geldiğinde gece yarısı ya da sabah oluyor.6 saat zaman farkı çok can sıkıcı...
dün biraz atıştık nette bana sürekli çocuk gibi davaranıyor şimdi yatmalısın yemek yemelisin bla bla...
birşey sölediğimde beni anlamamak konusunda ısrarcı ,reddediyor adam sanki bütün algılarını ters yöne çeviriyor, dün sinirimden ağladım.bir mesaj attı sonra ^^seni çok seviyorum asma suratını...sana kıyamam seni düşünmeden edemiyorum^^^
mesajındaki gibi mi gerçekten sevmese neden uğraşsın benimle ve neden sürekli beni ezip geçip gidiyor ozaman eğer öyleyse biranlık kızgınlık mı bizi bu hale getiren acaba bilemiyorum.onunla yeniden başlamak hata mı diye düşünmek istemiyorum.ondan vazgeçmek için çaba sarfetmediğimi biliyorum istesemde yapamıyorum zaten benliğimi ele geçirmiş gibi sürekli onun işgali altındayım yüreğim darp altında...onunla beraberken herşeyden o kadar haz alıyorum ki ayaklarımda bir kanat ve ben güzel bir pegasus oluyorum.ona dokunduğumda o bana dokunduğunda birbirimizin içinden geçiyoruz ve kayboluyoruz...
artık hayatımda hersey okadar hızlı gelışıyor ki ve bazen algılamakta zorluk çekiyorum.
içime gömülmek ve ağırlaşmak istemiyorum taşıyamıyorum sonra kendimi dibe çöküyorum nefes alamıyorum.
sorumluluk sahibi olmak birseye bağlanmak bunlar beni hasta edior aslında bir insana sorumlu olmak onun bende kök salması; acizleşmek,esir olmak gibi...
herşey havai olmalı kalıcı şeyler yıpratıcı geliyor bana!belkide emek vermek zor geliyordur bünyeme kimbilir...

heLe şükür kavuşturana

yaaa inanamıyorum en sonunda bloguma kavuştum ben!!!
burda herşey iyi güzelde bu lanet memleket facebook blog gibi şeyleri yasaklamış, ya geldiğimden beri araştıra araştıra bir hal oldum nerden nasıl girerim bloga ...benım gibi ecnebi memleketlerde yaşayıp giremeyen arkadaşlar varsa hemen o mukaddes web sayfanın adresını vereyim kim yaptıysa, icat ettiyse varya nereleri ile yaptıysalar hehe dert bela görmesin:) (www.vtunnel.com) neyse demokraside çareler tükenmez demişler:)
ooo şimdi yazılacak şeyler çoğaldı ,yığıldı ben özet mi çıkarsam!çok özledim yazmayı bennnnnnnn....
neyse şimdi başlayalım !anasını satayım bır ay oldu nerdeyse ben buraya geleli hangi birinin ucundan tutayım ben şimdi,neyse o büyük buluşmadan başlayalım istanbul da bir gece onunla görüştüğüm geceden ...
ooooo... neler olmadı ki hersey hem çok güzeldi bir okadar da boktandı.ben bu adamla ortasını bulamıyorum hiçbirşeyin çünkü ya yanıyorsun onunla ya dadonuyorsun!!!
güya biz bir daha görüşmeyecektik, ben gerçekten o niyetle görmeye gittim onu sadece belki bir daha görüşemeyiz nebiliyim uzaklara gitmek böyle birsey olsa gerek...son kez görmek istedim o psikoloji ile gittim.cumartesi günü beklıyorum bunu herzamanki buluştuğumuz yerde sonra bır baktım gelıyor.o an sanki hersey durdu ben nefes almıyorum hissetmiyorum aynı zamanda hissettiklerimin içinde boğuluyorum.sonra durdu önümde bu sefer ben yürümeye başladım önden sonra yanıma yaklaştı elimi tutmak istedi elimi çektim.Bir de bu adam çok ama çok arsız şekil a daki davranışından anlıyoruz.Gerçi benim şikayet etmemde anlamsız ben yüz verdim ben actım bütün kapıları ben gururumu devirdim yıktım geldim onun böyle davranmasını çok görmemek gerek öyle ya!Dedim içelim vaktin var mı gittik bir yere oturduk ben bir tane bira içtim kendime gelmeye başladım yavaş yavaş,buz kütlesi oldum sanki o an kaskatı kesildi vüücudum.benım patatesi sevdiğimi çok iyi biliyor ondan söyledi yemek istemedim zorla agzıma bırkaçtane sokuşturdu.
sonra bir yer ayarlamış oraya doğru yollandık.kafamdakilerle boğusurken bir yandanda onunla boğuşuyordum ne için geldiğimi unutup biran saldırmak istedim sonra dedim yalandan da olsa bir gece benı sevmesine izin vermeliyim,beraber oldugumuz her an gibi mükemmel olmalı diyerek kendimi çözmeye başladım.içtik içtik arkadaşının evinde ben en son iyice kafayı buldugumu anladım ama yetmiyor bayılmak istedim resmen o izin vermedi daha fasla içmeme ...beni koynuna aldı o kadar özlemiştim ki kokusunu tenini herseyini her bir zerresini...dokundum saatlerce ve dokunduk birbirimize...sonra sanırım sabaha dogru uyuya kaldık.bır kaç saat uyuduktan sonra uyandık.gözümü açtıgımda yüzü yüzümdeydi hiç bitmesin istedim hiç bitmeyelim biz böyle kalalım istedim ama işte zaman akıp gidiordu.biran bilemedim kalkıp usulca yanından gitmeliyim mi diye aklımdan gecirirken birden gözünü açtı gözüme dikti.saldım kendimi bıraktım olayların seyrine...kalktık,biz hiçbirşey olmamış gibi beraber kahvaltı hazırladık hiç ayrılmadık sanki hersey aynı uzun bır uykuya daldık ve kötü bir rüya gördük ve uyandık.böyle olmasını çok isterdim ama hersey oldukca çok gercekti.
beni bırakmak için otobüse bindik,uykusuzluktan gecenin bitmesinin ve yaşananların şaşkınlıgından iyice ruh gibi oldum, ayakta zor duruyordum neyse bu gitmeye yakın senı bir kez daha görmeye geliyim mi dedi ben de o an olur dedim sonra öptü ben eve yollandım.o gece böyleydi...
kısacası biz yine yeniden başlamaya karar verdik.
ve ben şimdi o uzak uzak yolları aştım ve geldim Çin'deyim.okulum da başlayalı bir hafta oldu...
türkiye ile burası arasında tam altı saat var herkesle herseyle kopuyorum, oradan iyice uzaklasıyorum zaman sanki burda çok hızlı ve ben anlamıyorum akıp gidiyor...
artık hersey yoluna girsin istiyorum yani hersey değilde en azından bir kısmı...ey tanrı duyuyor musun beni!sürekli raydan cıkmaktan ve oraya buraya çarpmaktan heryerım yara bere içinde...iyileşmeye çalışmakta istemiyorum yara da almak istemiyorum.burdan bir boklar yaparak çıkmak istiyorum bazeb gerçekten çok zor yollar deniyorum zor bir insan mıyım bilmiyorum deli miyim yoksa mazoşist miyim kendime işkence ediyorum bazen hiç bilmiyorum tanımıyorum benliğimi bazen başka bir benliğin içine hapsoldugumu hissediyorum
en azından burda hersey beklediğimden daha iyi tek sorunum ingilizceye benzer bir dilim olması bir de onu çözdüm mü bitmiştir burda olay!!!
Küçük bir kasabada büyüdüm
Ve yağmur yağarken
Sadece penceremdem dışarı bakardım
Ne olabileceğini hayal ederek
Ve mutlu sonla bitirirsem
Dua ederdim
Uzanmaya çok çalıştım
Ama yüksek sesle konuşmaya çalıştığımda
Kimsenin beni duyamadığını hissettim
Buraya ait olmak istedim
Ama burada bir şey çok yanlış hissettirdi
O yüzden dua ettim
Kaçabildim
Kanatlarımı açacağım ve uçmayı öğreneceğim
Gökyüzüne dokunana dek ne gerekirse yapacağım
Bir dilek tutacağım
Şansımı kullanacağım
Bir değişiklik yapacağım
Ve kaçacağım
Karanlığın dışına ve güneşin yanına
Ama sevdiklerimi unutmayacağım

kelly calarkson...