1 Şubat 2011 Salı

100 de 100 değişirken 100de 10 bile değişemeyen bir hayata hayat vermek!


Biraz önce bir klip izledim.Issız Adam ın son bölümünü koymuşlar en can alıcı noktası orası olsa gerek herkes için!Ne kadar benziyorum o filmdeki kıza beni hiçbirzaman benimseyemen bir bünyeye  kendimi enjekte etmeye çalışırken bir bakmışım ben ^O^kolik olmuşum.
Ona hep demiştim bız bu kente ıkımız birden fazla geliriz çekip giderim demiştim ama adam sallamadı sonra birgün ben gidiyorum senı son kez gormek istiyorum diyen başlayan bir cümle ile nokta koyamadıgım ve  üç nokta ile devam eden cümleleri çoğalttık beraber!
O kızla tek farkımız benım birtürlü ondan sonra eskısı gibi olamayışım...Dün yıne benı aglama krızıne soktu ben konustukca o susuyor o sustukca benı boguyor.
Artik ne gururumun ne de onun bana yaşattıklarının bedelını ödetme derdındeyım üzülse bedel ölse yada dızlerımın dibine serseler onu ne değişecek!Ben kazansam ne olcak bu saatten sonra iliğime kadar yerleşmiş bu acı!O bile artık beni düzeltemez o bile...
Bugünden sonra bır haftalık tatile giriyoruz.Hergün sabahın köründe uyanmak ve savaş halınde bir insan sürüsü ile mücadele ede ede işyerine varmak beni inanılmaz yoruyor.Sürekli yatmak istiyorum üzerimdeki bu yükü artık taşıyamıyorum, bırakmak istiyorum kendimi boşluğa; ben aşagıya düştükçe onlarda benim üzerimden düşsünler!

20 Ocak 2011 Perşembe

...........................................

Öyle yorgunum ki kendimi nadasa çekmek topraklarımı dinlendirmek istiyorum Eski hasat hala içimdeki yenileri çürütüyor Daha fazla parcalanabilecek bir parçam kalmadı
Geçen haftaydı sanırım herzamanki gibi öfke nöbetlerim tuttu ve ona bir mesaj dah attım cevap gelmeyeceğinden okadar eminimki Senden Nefret Ediyorum!ve bir cevap Seni çok seviyorum
Delirdim resmen elimde olsa ona o an işkence yapardım heryerini lime lime eder bak hala seviyor musun beni bu hale getirdin ruhumu hayatımı delik deşik ettin diye avaz avaz bağırmak...
Ben nasıl birşeyin içine girdim anlamıyorum neden kendımı bu kadar aciz ve aptal bır duruma düşürdüm neden ya neden neden...
Bende istedim...İstemek nedemekdi ya sadece istemişssin ben çok istedim aramızdaki fark buydu senle benim!Ne kadar basit bir tek kelime varmış aramızda seninle oysa...
Kendimdeki bütün çoklu kelimeleri alıp senin varlığına iade etmek azaltmak ıstıyorum çoklu senleri...
Ben haksız olduğum zamanlarda bile hep haklıyımdır biliyorsun!Peki seen hiç haksız olmayı diledin mi?

14 Aralık 2010 Salı

Radiohead i dinlerken bende garip duygular uyandırıyor.onunla sevişirken karma police şarkısını açmıştım.şimdi o aklıma geldi.ve ben yine bir eskimizi daha hatırladım.insan beş yıl boyunca hangi anısından nasıl kurtulabilirki...sanırım kendimden kurtulsam daha iyi !
penceremdeki perde yarı aralanmış ve yatağımda sere serpilmiş kıyafetlerim...orda burda çanta ve ayakkabılarım...odamda darmadağın hayatım gibi...düzene sokmaya çalışırken kendimi hep herzaman daha fazla darma duman ettim.
kendimi hep hasta gibi hissediyorum.bir insanın ruhu nasıl iyileşirki...nasıl dokunabilirim kendime dokundukca daha cok kanıyorum.
ne işime ne okuluma ne de hayatıma odaklanabiliyorum.artık birkaç satır kelime yazarken bile zorlanıyorum.
silkeliyorum kendimi ama üzerimde hiç bir kirli çıkı kalmamışcasına tükenmiş herseyim sanki sıfırlamışım herseyi, birtek o hariç...

8 Aralık 2010 Çarşamba

eksileri artılayamamak...

Herkesin merak ettiği bir ülkede yaşıyorum.Küçük adamların arı gibi çalıştığı bir ülke...ben çok fazla birşey yazamıyorum.belki ifşa olma endişesi belki içimdekilere çok fazla odaklanmamdan kalemim kısırdöngü içerisinde...yurtdışına gitmek istedim.arınmak istedim kötü huylu hallerimden huzursuzluklarımdan terkedilmişliklerden...
ama pek beceremedim ben bu işi...kendi kendime gözlerim gördüğü için ellerim ayaklarım tuttuğu için ve hala nefes alabildiğim için ne kadar şanslısın kızım diyorum.telkinler kandırıkçı oyunlara başvuruyorum kendimce bana mısın demiyor.yemiyor yediremiyorum kendime...insanın kendisini mi kandırması zor yoksa başkasını mı?
çok kalabalık ve gürültülü bir ülkede çok yalnız ve sessiz kaldım.bazen benim için dayanılmaz bir kalabalığın içinde buluyorum kendimi.herzaman seyretmeyi sevdim ama asla içinde olmayı değil...
hiçbirzaman pozitif olmayı başaramadım.bu kadar negatiflik içinde nasıl başarabilirdim ki...eksileri artilayamadım.
her sayfamı açışımda birkaçtane blog yazısı okuyorum.normalde bu zamana kadar hiç yorum yazmadım bloglar hakkında kişiye özel bir yorumla kapatmıcam yazımı...
ama ne gariptirki burası bile reyting savaşına dönmüş...hiçbiryerde huzur yok...çıkarsız bir alan yok...

7 Aralık 2010 Salı

Burda Bir Kadın Var İçi Dapdaracık ! ! !

içimde boğucu kasvetli bir hava var.içim dapdaracık...kronıkleşen bir mutsuzluk var iliklerimde...bakışlarımdan kirpiklerime düşen siyah beyaz anlar heryerdeler...
çok mutsuzum bu nasıl anlatılırki ya da benim gibi umutsuz bir vakaya ne yapılabilir.mutlu olmak gibi bir gayem yok belki ama bu kadar da mutsuzluğun içinde arbedeye uğramak istemiyorum.benim elimde diyen ahmaklar benden uzak dursunlar.hayat boktan ınsanlar ise daha boktan...herkes hersey sadece bir an için yaşıyor.ne yaşarsak kar öyle ya...

28 Kasım 2010 Pazar

Boşluksal Geyiğim

yazı yazmak neden bir işkence haline geldi bilmiyorum.kendimi darmadağın ediyorum.öyle mutsuzum ki sanki bu benım doğal halim ben annemın rahmınden böyle fırlamısım gibi!zor sacma sapan işlerle uğrasmaktada üstüme yoktur.sankı ne varım ne yokum nerdeyım bilmiyorum.
cuma gecesınden beri bir arkadaşla ot hush kullanıyoruz.sardı cigaralıkları içtik.kafam hic bir mılyon olmadı aksine beni cin gibi yaptı.alkol su gibi sigarayı ekmek gibi yedim.
içimdekini sürekli öfke ve kinle beslemekten yoruldum.her dışarı çıktığımda hoşuma giden her erkekle yatmak istiyorum.ama olmuyor olmuyor lanet olsun orospu olmak istiyorum onu bile beceremiyorum gelemem yapamam deyip eve yollanıyorum.
deli gibi dans ediyorum içiyorum şimdi arada birde sanırım ot kullanıcam.ihtiyacım var sakinleşmeye...nasıl olcak bilmiyorum sürekli bir savaş halindeyim herseyle herkesle ve en cok onunla!
şu sıralar konuştuğum birden fazla erkek var hiçbiri sarmıyor.yetmiyorlar bana doyuramıyorlar içimdeki boşluğu!
hayatım şuan ayaküstü sevişmelerin verdiği dozajlarla devam ediyor.heryerim alev alev sanki bir yeri söndürsem diğer tarafım tutuşuyor.

14 Kasım 2010 Pazar

Tümden mi gitmek lazım herşeyden?

bir mesaj daha attım ona ve...
Ve Tanrım neden ya neden bu soru beynimi yiyor.ruhumu yavaş yavaş bir fanusa damıtıyor.hiçir parçam bir parçama değmiyor.hissiyatsız bir halde sağa sola deli gibi çarpıp dururken kanayan yerlerimi öylece izliyorum.
neden kurutulamıyorum caba göstermiyor muyum?onun bana giydirdiklerinden soyunup cırılcıplak bırakmadım mı kendımı???
her gün bu gercekliği kabul etmeye çalışmak ;
seni, tanımadığım yüzlere anlatmak kendimi senin nasıl bir serefsız bir adam oldugunu başka agızlardan dolaylı bir sekılde ikna ettirmeye çalışmak!
Sogumuyorum yorulmuyorum bu cehhenemde yanmaktan sanki...müstahak mıyım ben buna kimbilir belkide?ben herseyden vazgecerken senin için,sen birşeyden bile vazgeçmeyi bırak benden vazgecip gittin.
ben herseyle senin için savaşırken sen sadece savaş naraları atıyormuşsun.tek başına çarpışan ve durmadan sana yenilen ahmak ben!
yazmak istemiyorum işte istemiyorum hiç bir bok yapmayı! dokunamıyorum hala kendime bütün kelimelerim agzımdan yalpalayarak çıkıyor.içinde birsey öldürmeye calısırken ınsan aslında hep kendıne dair bütün güzellikleride öldürüyor.bir bir asıyorum şimdi herseyi ipini çekmeye gücüm yok ama kendi ipimi çekebiliyorum tümden mi gitmek lazım herseyden?
buralarada zaten hiç alışamadım hiçbirseye alışmak ıstemıyorum sanki inatla teslim etmiyorum bu sehre kendimi... çok üşüyorum ısınamıyorum içimde hep bir lodos var. biri beni alsın iyileştirsin istiyorum.bu koma halinden çıkmak gözlerimi actıgımda daha önce görmedigim bir göze bakabilmek ve yeniden ısınabilmek bu buz kütlesinden çözülmek istiyorum.

http://fizy.com/#s/1ls3lk


So maybe Im a masochist
I try to run but I dont wanna ever
Til the walls are goin up
In smoke with all our memories ...