14 Ocak 2010 Perşembe

Eteğimdeki Taşları Dökme Zamanı



Kadın kişisi bir gün uyurken gece yatağında sağ sol dönüşleri yapar yine ve birden aklına edebi yazıların dışında da eskisi gibi defterine karaladığı satırları buraya dökse daha iyidir diye içiyle teyitleşti ve ikinci blogunu acmaya karar verdi.Ben ne zamandan beri yazıyordum şöyle bir düşündüm, ortaokul dönemlerinden beri karalıyordum.Şimdi bir sürü ajanda ve defterler saklı bir köşede duruyor.bazılarını da yırttım attım tehlıkeli gözüktüler sanırım,yok etme çabam ondan olsa gerek...
gece uykumu kacıracak ve benı sinir harbine sokacak gün icerisinde o kadar cok sey yaşıyorum ki resmen rüyalarımda ağız burun kırdığım oluyor ya da uyandiğimda kaskatı ve üzerimden bir ton adam gecmiş gibi uyanıyorum.
takıntılı bir hatun muyum bilmiyorum belkide herkes kadar ya da çok fazla kim bilir!ama gerçek olan birşey var hayatımda hicbirsey yolunda gitmiyor gibi bir klasik dönemece bende girmişim belkı de hiç çıkmadım.sanırım bu lavuk duruma hayat deniyor.büyüdükçe herşeyin anlamı öyle değişti ki...çocukken bir dünyaydım sanki her yer, her şey benimdi sığmıyordum şimdi büyüdükçe hep kaçasım saklanasım var ve sanki her geçen gün yalnızlaştım kalabalıkların icinde, yaşadığım o büyük sevigilerin içinde de sevgisizleştim...
tabi ki hep kötü şeyler enselemedi benı ama nedense biz insanoğlu olacak yaratıklar hep kötü şeyler hatırlamaya şartlanmısız ,yaratılırken o modda mı dünya piyasasına gönderildik acaba...sanırım hamurumuzda hüzün ve melenkoli yoğun, şekerlememiz nedense az tercih edilmiş.
hayatımın en kazık dönemlerinde bana hep uzun uzun yollar gözüküyor şimdi olduğu gibi, bu yukardakinin lütfu mu acep bilemedim? ne zaman bunalsam cidden kaçma eylemi var bende alabildiğine sankı ne halt oluyorsa sen içindekileri beraberinde taşıdıktan sonra ...
psişik tavırlar sergilemek bana has olsa ge
rek aslında oldukça orjinal biriyim ama ne fayda işte yetmiyor rütbeli olmak gerek hayatta ....




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

yorumla beni bir fiilen edepsizleşmeden :)